Maltepe Belediyesi’nde 23 Şubat’ta bin 500 işçinin katılımıyla başlayan grev, işçilerin bağlı olduğu Genel İş Sendikası Genel Merkezi’nin işçilere sormadan belediye yönetimiyle toplu sözleşmeyi imzalamasıyla sona erdi. Daha önce de Kadıköy Belediyesi’ndeki grevde benzer biçimde davranan sendika genel merkezinin bu tutumu işçiler tarafından tepkiyle karşılandı.
Maltepe Belediyesi’nde TİS görüşmeleri yaklaşık 7 ay önce başlamış ama belediye adına yetkili olan SODEMSEN (Sosyal Demokrat Kamu İşverenleri Sendikası) resmi enflasyonun yüzde 15 olduğu koşullarda yüzde 8 zam önererek görüşmeleri çıkmaza sokmuş ve uzlaşmaz tutum takınmıştı. 3 yıldır aynı ücretle çalışan işçiler, bunun üzerine greve gittiler. Önlerine çıkan ilk engel, Belediye Başkanı Ali Kılıç’ın kamuoyunu yanıltıcı demeçleri oldu.
Kılıç, gerçeklerle hiç ilişkisi bulunmayan bir biçimde, işçiler yüzde 47 zam istediği için görüşmelerden çekildiklerini ileri sürüyordu. İşçilerin önündeki ikinci engel ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin çöp kamyonları göndererek Maltepe’de grev nedeniyle toplanmayan çöpleri toplamaya kalkışması oldu. Grevdeki işçiler buna tepki gösterince, çöp toplamaya gönderilenlerin saldırısına uğradılar. İşçilere son darbe ise üyesi oldukları sendika genel merkezinden geldi.
Genel İş Genel Merkezi TİS imzalama yetkisinin yasal olarak kendinde olmasının ardına sığınarak, grevdeki işçilere sormaksızın 28 Şubat günü sözleşmeyi imzaladı. Genel Merkezin sözleşme imzalamaya hazırlandığı saatlerde işçiler grevin devam edip etmeyeceğiyle ilgili referandum yapıyorlardı ve Genel-İş referandum sonucunu beklemeye gerek görmeyerek TİS imzalandığını twitterdan duyurdu. Referandum sonucu grevin devam etmesi yönündeydi ancak belediye, sendika ve CHP’nin çeşitli kademelerdeki yöneticilerinin elbirliğiyle bu kararın uygulanması önlenmiş oldu.
