Türk Tabipleri Birliği, tabip odaları ve sendikalar, “Emek Bizim, Söz Bizim” başlıklı mücadele programı kapsamında yaptıkları ortak çağrı ile tüm sağlık emekçilerini 8 Şubat günü bir günlük iş bırakma eylemine çağırıyor. Doktor, hemşire, ebe, sağlık memuru, diyetisyen, sağlık teknisyeni ve diğer tüm sağlık mesleklerinden toplam 1 milyon 80 bin sağlık emekçisini ilgilendiren ve sağlık emekçilerinin haklarını korumak için kararlı bir mücadele süreci yürütülüyor. Ekim ayından beri sürdürdükleri eylemlerle 36 saate varan uzun nöbet saatlerine karşı çalışma şartlarının ve ücret haklarının iyileştirilmesi talepleriyle seslerini duyurmak aynı zamanda Meclis’ten tüm partilerin desteğiyle kabul edilen ancak aylardır hayata geçirilmeyen sağlıkta şiddet yasa taslağının akıbetinin ne olduğunu sormak için bugün eylemdeler.
Türkiye sağlık sisteminin durumu
Yaklaşık 2 yıldır dünya çapında yaşanan koronavirüs salgını, ülkelerin sağlık sistemlerinin ve politikalarının can alıcı önemini bir kez daha göstermiş oldu. Salgınla mücadelede, yüksek sağlık harcamalara, fazla sayıda sağlık çalışana ve güçlü ekonomiye sahip ülkeler bir adım öndeydi. Diğer taraftan Türkiye gibi sağlık çalışan sayısı az, sağlık harcamaları yetersiz kalmış ve yanlış sağlık politikalarıyla yönetilen ülkeler salgınla mücadelede zorlanarak salgının ağır faturası emekçilere yüklendi.
Türkiye’de sağlık sistemi esasen 2003 yılında başlayan Sağlıkta Dönüşüm programı ile köklü bir şekilde değiştirilerek kamusal birinci basamak sağlık hizmeti tasfiye edildi ve bu değişim salgınları zamanında fark edebilme, yayılımını önleme ve etkin mücadele de dâhil pek çok soruna yol açtı. 2004 yılında hastanelerde performans ölçme sistemi uygulanmaya kondu ve performansa dayalı ek ödeme sistemi başlatıldı. Bu program kapsamında Sağlık Bakanlığı, kamu hastanelerinin ‘hizmet niteliklerini’ yükseltme amacıyla 2005 yılında “kurumsal kaliteyi geliştirme ve kurumsal performans” kavramanı gündeme alarak sağlık emekçilerini performansa dayalı hız ve hasta sayısı baskısı altında çalışmaya mecbur kıldı. Bu sağlık politikalarının sağlık emekçileri üzerinde olduğu kadar sağlık hizmetlerinden faydalanan vatandaş üzerinde de çok ciddi olumsuz etkileri oldu ve artarak devam ediyor. Bu etkileri ve sağlık sistemi genel durumunu belli başlı sağlık göstergeleri üzerinden ifade edersek tablo daha anlaşılır olacaktır.
Sağlık sistemi göstergeleri
Sağlık sistemlerinin incelenmesinde en sık başvurulan göstergelerden bebek ölüm hızı (1000 canlı doğumda) Türkiye’de 2019 yılı için yüzde 5,28 ve anne ölüm oranı (1000 canlı doğumda) yüzde 17 ile çok yüksek seyretmektedir. Türkiye’de önlenebilir anne ve bebek ölüm oranlarının düşürülmesi için sağlık politikalarında bu konulara öncelik verilmesi zorunluluk arz etmektedir.
Sağlık harcamaları göstergesi açısından ise; 2020 yılı için Türkiye GSYİH’nın sadece yüzde 5’i kadar düşük bir payın sağlık harcamalarına ayrılması ve kişi başına cari sağlık harcamasının 400 Doların altında kalması kamu sağlığını hiçe saymak anlamına gelmektedir. İnsanların sağlık hizmetlerine en çok ihtiyaç duyduğu salgın koşullarında bile devlet sağlık bütçesine kaynak ayırmak yerine şirketlerin vergi borçlarını silerek ekonomik teşviklerde bulunmuştur. Sağlık bütçesinin GSYİH’de payının artırılması, harcamaların rasyonel biçimde ve etkin yapılması, önceliklere göre planlanması gerekmektedir.
Son olarak sağlık işgücü göstergesi açısından ise; Türkiye’de 1000 kişi başına düşen toplam hemşire sayısı 2.4 ve 1000 kişi başına düşen toplam doktor sayısı 1.9’dur. Doktor ve hemşire işgücünün bu denli düşük olması sağlık emekçileri üzerinde misliyle iş yüküne neden olurken randevu bulamayan bulsa da çok geç tarihe ancak bulabilen vatandaş açısından da memnuniyetsizliğe yol açmaktadır. Bu yüzden, arşiv, güvenlik soruşturması gibi türlü bahanelerle yıllardır atama için bekletilen sağlık emekçilerinin derhal ataması yapılmalıdır.
Sağlık emekçilerinin talepleri
Sağlık emekçileri bunca ağır iş yükü altında ezilmesine rağmen ne ücret hakları ne can güvenlikleri için koruyucu bir yasal düzenleme var. Sağlık emekçilerinin taleplerini karşılayacak, emekli maaşları dâhil insanca yaşayacak ücret verilmesi, çalışma koşullarının iyileştirilmesi için hızla planlama yapılması ve uygulanması istenmektedir. Bugünden tezi yok Meclis’e getirilecek düzenlemede unvan, kadro, derece, kıdem gözetilerek tüm sağlık çalışanı meslek grupları adına iyileştirme yapılmalıdır. Ek gösterge 3600, 7200, özel hizmet tazminatı oranlarında artış esas alınmalıdır.[1] Son yıllarda sağlık emekçilerine yönelik şiddete karşı herhangi bir önlem almak şöyle dursun caydırıcı cezaların bile verilmemesi, ücret ve sosyal hakların giderek budanması, mesleki itibarlarının yerle bir edinmek istenmesi, özellikle hekimler başta olmak üzere sağlık emekçilerinin yurt dışına göç etme eğilimini artırmıştır. “Son 10 yılda yurtdışına göç eden hekim sayısı 24 kat artmıştır ve yalnızca geçtiğimiz ocak ayında 197 hekim Türk Tabipleri Birliği’ne yurtdışında çalışma belgesi için başvurmuştur”.[2] Sağlık emekçilerinin ülkelerinde kalarak güvenli ve insanca bir çalışma ortamında çalışabilmeleri, vatandaşa nitelikli sağlık hizmeti sunabilmeleri için taleplerinin toplumun geniş kesimleri tarafından desteklenmesi önem taşımaktadır. Bugün iş bırakma eylemleri ile yürüttükleri mücadelede sağlık emekçilerinin yanlarında olarak haklarımızı birlikte kazanabiliriz.
[1] Sağlık Emekçileri Sendikası, https://ses.org.tr/2022/02/halkimiza-ve-saglik-emekcilerine-cagrimizdir/
[2] Türk Tabipleri Birliği, https://www.ttb.org.tr/haber_goster.php?Guid=6b7ca8a2-8806-11ec-bfc3-c3e948a9785f