Salı, Nisan 16, 2024

ODTÜ’den yol geçirme projesini iktidar başlattı, düzen muhalefeti sürdürüyor

Melih Gökçek’in 2017’de yeltendiği “Bilkent-İncek Bulvarı Çevre Yolu Bağlantısı Projesi’nin yapımı Mansur Yavaş başkanlığındaki ABB tarafından neden yeniden başlatıldı?

Rant Yolu Projesi dediğimiz, resmi adıyla “Bilkent-İncek Bulvarı Çevre Yolu Bağlantısı Projesi” Melih Gökçek’in Eylül 2017’de ODTÜ Ormanına yaptığı çıkarmanın ardından büyük bir kamuoyu tepkisi ile karşılaştı. O dönem ODTÜ Bileşenleri ve Ankaralılar birkaç kez basın açıklaması ve eylemde bulundular. Süreç, Melih Gökçek’in Ekim 2017’de istifa ettirilmesi ile birleşince projenin yapımına büyük oranda ara verildi ve uzunca bir süre kamuoyunun dikkatini çeken herhangi bir durum yaşanmadı. Olayların tekrar başlangıcı aslında Mansur Yavaş’ın göreve geldikten bir süre sonra Recep Tayyip Erdoğan ile sarayda yaptığı görüşmeye dayanıyor. Saray gazetecilerinden olan Abdulkadir Selvi görüşmenin detaylarını 3 Eylül 2020’de yazdığı köşe yazısında aktarıyor ve Erdoğan’ın Yavaş’tan Şehir Hastanesi’nin bağlantı yolları konusunun hallolmasını istediğini aktarıyor. Bir yıl aradan sonra ise yol projesi için 25 Ağustos 2021 tarihinde Ankara Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Müdürlüğü ihaleye çıkıyor. İhale sonucu Ekim 2021 itibariyle açıklanıyor ve o günden beridir de aslında Ankara ve ODTÜ kamuoyunun belediyenin iş makinelerinin ODTÜ Ormanına girmesi için tetikte beklediği bir sürece giriliyor. 

Yolun yapımı kent planlaması açısından doğru mu?

Hayır. Zaten Ankara’nın bir ana ulaşım planı yok ve bu da esas problemlerden birini oluşturuyor. Bu yolun kendisi zaten Ankara’nın hiçbir nazım veya ulaşım planında da bulunmuyor. Yolun tek dayanak noktası 2017’de Melih Gökçek, dönemin Ankara Valisi Ercan Topaca ve ODTÜ’nün kayyum rektörü Verşan Kök arasında imzalanan ve hakkında bir sürü dava olan hukuksuz protokol. Yani yolun yapımına sebep gösterilebilecek bir hukuki dayanak da yok. Melih Gökçek ile ilgili şirketlerin yolun çevresindeki arsalara diktikleri binaların örnek oluşturduğu gibi bir rant potansiyeli aslında Rant Yolunu belediye ve hükümet için önemli hale getirdi ve yolun yıllardır yapılmaya çalışılmasının ardındaki asıl sebepler de bunlar. Yolun zaten 8 şeritli, kaldırımsız ve çevre yoluna bağlanan bir otoyol niteliğinde olması da başlı başına kent planlaması açısından yanlışlık teşkil ediyor. Yolda herhangi bir kamu yararının olabilmesi için yolun Ankara halkına bir şey sunması ve belli başlı sorunları ekolojik katliama sebep olmadan çözmesi gerekiyor. Bu yol ise %60’ı boş konut stoğu olan İncek Mahallesi’ni bir otoyol ile AKP “mega” projelerinden olan ve birçok kamu hastanesinin kapatılmasına sebep olan Bilkent Şehir Hastanesi’ne bağlıyor. Yani düşük gelirli bölgelerdeki Ankara halkının hastane erişimini zorlaştıracak ve zengin mahallelerine otomobil ile erişimi doğa katliamına sebep olarak sağlayan bir otoyol projesi bu. Bu yüzden Rant Yolunun kent planlaması açısından doğru olmadığını ve bir kent suçu niteliğinde olduğunu söyleyebiliriz.

Resim 1 Bilkent-İncek Yolu’nun ODTÜ ormanından geçmesi planlanan 45. kilometrelik kısmını gösteren resim. Kalın kırmızı ile işaretli olan yer, yolun ODTÜ ormanından geç­mesi planlanan kısmına karşılık geliyor (Kaynak: ODTÜ Mimarlık Fakültesi Topluluğu).

Burada bir yola ihtiyaç varsa ormana zarar vermeden, şehir içi yol olarak inşa edilemez mi?

Yola olan ihtiyaç zaten Belediye ve hükümet tarafından Bilkent Şehir Hastanesi’ne halkın ulaşımını kolaylaştırmak ve davalık durumda olan, ODTÜ Ormanı işgal edilerek yapılan yeni Yargıtay binasının çevresindeki trafik yoğunluğunu azaltmak olarak sebeplendiriliyor. İkisi de aslında temelsiz ve gerçek dışı açıklamalar. Öncelikle Bilkent Şehir Hastanesi yıllardır faal olan ve ulaşım sağlanabilen bir yapı olduğu gibi “halkın şehir hastanesine ulaşımı” başlı başına ironik ve işin arkasındaki politikayı ortaya koyan bir ifade. Şehir hastaneleri demek Ankara’daki yoksul kesimlerin yaşadığı Ulus, Etlik, Altındağ gibi yerlerdeki birçok kamu hastanesinin kalıcı olarak kapatılması demek. Bu yüzden halkın hastane ulaşımı önemseniyorsa bu boş konutlarla dolu olan zengin mahallesi İncek’ten şehir hastanesine bağlanan bir otoyol yaparak değil Ankara’nın yoksul kesimlerinde toplu ulaşım imkanları artırılarak ve kamu hastaneleri korunarak yapılmalıdır.

Mansur Yavaş ve heyetine ODTÜ Bileşenleri ile yaptığı görüşmede detaylıca konuya olan alternatifler açıklanmıştı. Özellikle yapılmak istenen yolun direkt olarak paralelinde bulunan ve görece boş bir yol olan İhsan Doğramacı Bulvarı’nın istenirse genişletilerek bu yolun alternatifi olarak kullanılabileceği de belirtilmişti. Mevcut yol planı ekolojik olarak sadece ODTÜ Ormanına zarar vermiyor, Gölbaşı Özel Çevre Koruma Bölgesi denen ve kadim tarım arazilerinin bulunduğu alandan da geçiyor. Yani bu yol projesi hiçbir yönüyle bir ihtiyaca cevap veren bir proje değil ve herhangi bir elle tutulur yönü yok aslında.

Bu yol kimin kârına, kimin zararına?

Bu yol aslında Ankara’dan yeni rant alanları çıkarmanın peşinde olan hükümetin ve sermayedarların yararına. Aynı yıllar önce Erdoğan’ın sarayının inşa edilmesiyle başlayan Atatürk Orman Çiftliği’nin ranta açılması süreci gibi şimdi de Ankara’nın şehir içindeki son bütünlüklü ekolojik alanı, son ormanı olan ODTÜ Ormanı aynı süreç ile ranta açılmak isteniyor. Yolun kimin yararına olduğu 4.5 km’si ODTÜ içinde olan 11 km’lik yolda gezinti yapılarak görülebilir zaten. Yolun ODTÜ’de olan kısmında Melih Gökçek ile ilişkili Park Joven rezidansları yükseliyor. Birkaç yüksek kule içinde her biri yaklaşık 10 milyon TL gibi fiyatlara toplam 500 daire “ODTÜ Ormanı manzaralı” denilerek satılıyor. Aşağı tarafa geldiğimizde yolun Gölbaşı-İncek tarafında yine bozkırın ortasında yükselen ve yolun tamamlanmasını bekleyen birçok kule inşaatı görüyoruz. Park Joven’den farklı olarak bu kulelerin hangi zenginlere ve hangi firmalara ait olduğunu şimdilik bilmiyoruz.

Yolun ise kimin zararına olduğu çok açık: Ankara halkının ve doğasının. Bu yol hem Ankara’nın şehir içinde kalan son ormanı olan ODTÜ Ormanını parçalayacak hem de Gölbaşı Özel Çevre Koruma alanına zarar verecek. Yol buraları sadece parçalamakla kalmayacak şimdiden görülebileceği üzere yükselecek kulelerle ve yapılacak inşaatlarla birlikte bütün bu alanları ranta açacak. Rant Yolu, bugüne kadar yapılmış birçok yol inşaatında olduğu gibi birkaç yıl sonra başka yolların yapılmasına ve ODTÜ Ormanının daha da parçalanmasına sebep olacak. Aynı zamanda AKP’nin müşteri garantili bir otoyol projesi olan Niğde Otobanı’ndan, İncek üzerinden geçerek “hasta garantili” bir rant tesisi olduğu yıllardır konuşulan Bilkent Şehir Hastanesi’ne ulaşan Rant Yolu projesi her metresi ile Ankara halkının cebinden çıkıp zenginlere giden paralar ve rant anlamına geliyor.

Resim 2 ODTÜ Ormanını bölen Rant Yolu alanı ve ormanın kıyısında inşaatı devam eden Park Joven kuleleri.

Projeyi hangi şirketler yürütüyor?

Rant Yolu projesinin ihalesini alan iki firma Haslan İnşaat ve Diyar Sur İnşaat şirketleri. 26 Temmuz’da alanda asfalt dökümünden önce temel atımı işi yaparken ODTÜ arazisi içinde bulunan ve alandan uzaklaştırılan şirketler de taşeron şirketti zaten. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ODTÜ’lülerin belediye önündeki eyleminin ardından yaptığı “iş makineleri ODTÜ’ye yanlışlıkla girmiş” açıklamasının aksine taşeron şirket tarafından bizzat öğrencilere söylenen şey yol yapım çalışması için orada olduklarıydı.

CHP geçmişte bu yola karşı çıkmış olmasına rağmen neden CHP’li bir belediye projeye devam ediyor?

Özel olarak neden Rant Yolu projesinin Mansur Yavaş tarafından devam ettirildiğine düşünecek olursak aslında cevap bana göre Mansur Yavaş’ın sermaye ve hükümet ile uyumlu çalışan bir politika izlemesinden kaynaklanıyor. Çevresinde birçok inşaat olan, bir ucu hükümetin hasta garantili şehir hastanesine diğer ucu hükümetin müşteri garantili otoyoluna bağlanan, ormanları bina inşaatlarına açacak bir yol projesini hayata geçirme tavrı da bunu gerektiriyor zaten. ABB’den bağımsız olarak bir parti olarak CHP ise 2017 döneminde vekilleriyle ve açıklamalarıyla bu yola çok net biçimde karşı çıkarken şu an bir sessizlik içindeler. Bir yıldır devam eden Rant Yolu mücadelesinin gelinen aşamasında artık CHP’li vekiller ODTÜ öğrencilerinin telefonlarına dahi çıkmıyorlar, çıkanlar ise telefon üzerinden yola karşı olduklarını beyan edip kamuoyuna yönelik hiçbir açıklama yapmıyorlar. Bizim buradan çıkarımımız ise Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin şu an Melih Gökçek’ten hallice yönetilmesi ve ODTÜ Ormanını parçalamak için yol yapması CHP’yi rahatsız etmiyor. ve kendi belediye başkanları bunu yaptığı için de aslında Rant Yolu projesini desteklemiş oluyorlar.

CHP’li belediyelerde yaşananlar sadece Ankara Büyükşehir Belediyesi ve ODTÜ özelinde de yaşanmıyor. CHP’nin 2019’da yerel seçimleri kazanmış birçok belediyesinde şu an görülebileceği gibi birçok hukuksuzluk, haksızlık ve bunların sonucunda gelişen direnişler var. İBB’de “güvenlik soruşturması” adı altında işten çıkarılan çalışanlar, Marmaris Belediyesi’nin mahkemenin bile reddettiği Sinpaş’a ruhsat vermesi, İzmir Büyükşehir Belediyesi evde sağlık ve bakım işçilerinin işten çıkarılması, Muğla Deştin’de bölge halkının geçim kaynağını yok edecek ve ekolojik felakete yol açacak çimento fabrikası için CHP’li belediyenin ruhsat vermesi ve Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin ODTÜ Rant Yolu dışında da AOÇ’ye yol inşaatına başlaması, Melih Gökçek şirketlerine asfalt ihalesi vermesi, Kurtuluş Parkı’nı devretmesi gibi bir sürü kent suçu işlemesi de CHP’de yaşananlara örnekler.

Sonuç olarak Ankara’da yaşadıklarımızdan da anlaşılabileceği üzere anaakım siyasetin ürettiği politikalar halka çözüm olmaktan ziyade var olan rant ve yolsuzluk politikalarının devamlılığı anlamına geliyor sadece. Millet İttifakı’nın belediye başkanı Mansur Yavaş’ın Ankara’nın 25 yıllık en sevilmeyen ve yolsuz belediye başkanı Melih Gökçek’ten farkı sadece lafta kalıyor. İş icraata geldiğinde siyasette ve ekonomide devamlılık korunuyor. ODTÜ öğrencilerinin ve devrimci geleneğinin 60 yılda yarattığı ODTÜ Ormanını parçalayacak olan Rant Yolu projesi de bunun bir örneği olarak görülmelidir.

Son Eklenenler