Perşembe, Nisan 25, 2024

İliç’ten Fırat’a siyanür akıyor!

Erzincan İliç’te ekokırım suçu sürüyor! “İnsanları ölüme götürüyorlar.”

Erzincan İliç’te meydana gelen doğa felaketi kesilen cezaya, gelen tepkilere rağmen devam ediyor. İliç barajına sızdığı söylenen siyanürün ekosisteme verdiği zararları anlatan Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Çevre Mühendisleri Oda Başkanı Ahmet Dursun Kahraman ve Metalurji Mühendisi Cemalettin Küçük, Cumhuriyet’e konuşarak gelecekte insanları çok daha büyük felaketlerin beklediğini söyledi.

Amerika ve Kanada’lı Anagold Madencilik ile Çalık Holding’in ortağı olduğu Erzincan İliç’teki Çöpler Altın Madeni’nde kullanılan siyanür borularının sızıntı yaptığı haberi yakın zamanda Türkiye’nin gündemine oturmuştu. Yoğun tepkiler sonrası açıklama yapan maden şirketi “dökülen siyanür miktarının yaklaşık 8 kilogram olduğunu ve hemen temizlendiğini iddia etti. TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Ahmet Dursun Kahraman, konu ile ilgili şunları söyledi: “Söyledikleri rakam gerçeklerin yüzde biri … Bunun 8 kilogram olduğunu tespit etmek çok afaki. Bu solüsyon çok hızlı buharlaşıyor. Dolayısıyla buldukları rakam gerçeklerin yüzde biridir. İnsan üzerinde baş ağrısından ölüme kadar götüren ve kanserojen etkisi olan bir kimyasal… Toprağın oluşumu binlerce yıl alıyor. Toprak kaybı da söz konusu. Yer altında bir su kaynağı var, yalnız topraktan değil sularımızdan da oluyoruz. Bu bir ekokırım suçudur. Fırat’ın uluslararası mecrasını düşündüğünüzde bu uluslararası bir suç niteliği bile taşıyabilir. Peki, suçlu kim? Yalnızca maden şirketi mi? Buna izin verenler asıl suçludur. Siyasi irade de buna göz yummuştur … Bu sermaye biriktirme hırsı uğruna bunun daha fazla ve daha hızlı buharlaşabilmesi için orada dehşet projeler uyguladılar. Bu dehşet projeleri aylarca uygulayarak oradaki halkı, canlıları ve doğayı buna maruz bıraktılar. 100 derecede buharlaşmıyor üstelik bizim yaşam ortamımızda da buharlaşabilen bir şey. Yine de daha hızlı gibi buharlaştırmak için hacim kazandırma yoluna gitmişlerdir. Bu gözlerimizin önünde işlenen suçun ne kadar dehşetli olduğunun kanıtıdır. Kesilen 16 milyonluk ceza verdikleri yıkımın yanında hiçbir şey.”

Siyanür Sızıntısı Örtbas Edilmeye Çalışılıyor!

İliç’teki siyanür sızıntısı sonrası Anagold tüm bölgeyi ‘temizledikten’ sonra keşif yapıldı. Keşfe katılacak ekip içinde çevre mühendisi dahi yoktu. Davacı ve avukat da keşifte yoktu.

Mahkemenin delillerin bölgede olduğu dönemde keşif kararı almazken olayın üzerinden tam 15 gün geçtikten ve olay yeri tamamen temizlendikten sonra keşif kararı vermesi manidardır, ama devlet ile şirketin işbirliği düşünüldüğünde şaşırtıcı değildir.

İliç Türkiye’nin Çernobilidir. Maden sahası derhal kapatılsın!

Bizim toplumda genelde bir olay gerçekleştikten sonra sahip çıkılıyor. Oysa öncesinden sahip çıkılsa bu olumsuz sonuçlar ortaya çıkmaz. Zira siyanür havuzunun olduğu bölgedeki bir patlama veya yırtılmaz sadece o ilçeyi zarara uğratmaz, bir coğrafyayı yok eder. Anagold isimli şirketin de o bölgedeki maden arama faaliyetlerinin 2000’li yıllara dayandığını biliyoruz. Şirket o bölgede maden arama faaliyetlerine başlamadan önce İliç’teki her kesimden insanlarla çeşitli görüşmeler yapıldı. Bu tür çevre felaketlerine karşı duyarlı tüm kesimlerin hep birlikte ortak ses çıkarması söz konusu olmadan bu tarz felaketleri önlemek de mümkün olmuyor. 

“İliçteki Şirket Çalık Holding’le Ortak Olunca Kolayca ÇED Raporu Aldı”

İliç’teki maden arama faaliyeti yeni değil. 2000’li yıllara dayanır. Anagold isimli şirketin başlatmış olduğu maden arama faaliyetleri, Çalık Holding’in Lidya Madencilik şirketi ile ortak olmasıyla birlikte 2008 yılından sonra hızlandı. Ayrıca o yıllardan sonra ÇED raporları da çok kolay bir şekilde alınmaya başlandı. Berat Albayrak da Anagold isimli şirketin yöneticiler arasında yer alıyor. Anagold şirketi çok kısa bir süre içerisinde başladığı madencilik faaliyetlerini geliştirdi ve burası bize yetmez diyerek o bölgede çok geniş bir alana yayıldı. Birkaç yıl önce yine aynı maden şirketinin alanında yine bu şekilde çatlaklar oldu ve siyanür sızmaları yaşandı. Ancak çok gündeme gelmedi. 21 Haziran 2022’deki siyanür sızması şimdiye kadar olanlardan daha büyük bir şekilde gerçekleşti ve basında bu yüzden çok fazla yer buldu. Bundan dolayı da Çevre ve Şehircilik Bakanlığı en üst sınırdan büyük bir ceza kesti. 

Malatya Çevre Platformu Basın Açıklaması Yaptı: Fırat Suyu Kan Ağlıyor

Erzincan İliç Çöpler Madeni geçtiğimiz yıl kapasite artışı başvurusu ile 3 katı daha büyütülmek için ÇED olumlu raporu aldı ve itirazlar sonucu mahkemenin atadığı bilirkişilerin keşfi geçtiğimiz Nisan ayında yapıldı. Bilirkişi raporu beklenirken son 2 ayda 3 kez siyanür sızıntısı ile İliç gündeme oturdu. Sormak isteriz, bu denli büyük felaketlerden sonra mı yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi gerekirdi? Oluşacak ekolojik yıkım, doğa tahribatı, doğal ortam, çevrenin, canlıların yok oluşundan bu işi yürütmekte olan maden şirketi, ÇED olumlu kararı veren ilgili kurumla yürütmenin durdurulmasına karar vermeyen ya da bu kararı erteleyen makamlar ortak sorumludur.

Çöpler Altın Madeni’ni işleten Anagold şirket yetkililerinin yalanladığı ilk felaket, madenin içindeki Posa Dağı’nda heyelan sonucunda membranın yırtılması ile oluşan siyanür sızıntısı ile siyanürlü solüsyon ve sülfürik asitin toprağa karışmasıydı. Konu ile ilgili TBMM’de verilen soru önergesine dahi yalan iddiasında bulunan şirket, 21 Haziran günü meydana gelen 2. kaza ise kamuoyu baskısı ile Çevre ve Şehircilik Bakanlığı’nın açıklamaları sonucunda iddiayı kabul etmek zorunda kaldı. Yaşanan felaket ile 20 ton saf siyanür toprağa ve suya karıştı.

Bakanlık, çevre kirliliğine neden olan altın madenine en üst sınırdan idari para cezasının kesildiğini belirtti. Yaşanan felaket sadece çevre kirliliği başlığı altına sığdırılarak küçümsenemez. En üst sınırdan verilen ceza bu yok oluşu, tahribatı, kirliliği engellemez. Kapasite artışının engellenmesi ve maden faaliyetlerinin bir an önce durdurulup maden ocaklarının kapatılması gerekmektedir.

Erzincan, İliç için Tüm Yukarı Fırat havzası için, geleceğimiz için, doğa talanını durdurmak için, sağlıklı ve düzenli bir çevrede yaşama hakkımızı-insanlık hakkımızı korumak için Çöpler Altın Madeni proje artırımını kabul etmiyor, altın madeni ile alakalı bütün faaliyetlerin durdurulmasını ve sonrasında maden ocağının kapatılmasının, bütün insanlık, doğal çevre ve canlılar için en zaruri ihtiyaç olduğunu düşünüyoruz. Madeni geçici süre durdurmak yetmez, kapasite artışı iptal edilmelidir. Yukarı Fırat Havzası’nı yok eden madeni kapatılmalıdır. Siyanür Fırat’ın kaderi değildir!

Ülkenin birçok ili maden bölgesi ilan edildi. Kaz Dağları’nın % 79’u, Ordu’nun %74’ü, Artvin’in %72’si, Kütahya’nın %70’i, Niğde, Uşak, Malatya, Sivas’ın %68’i… Türkiye ciddi bir saldırı altında. Birkaç ay içinde binlerce ihale yapıldı. Neyi ihale ediyorlar? Toplumun dağlarını, ormanlarını, meralarını, yaylalarını, köylerini, sularını ve arazilerini ihale ediyorlar. Türkiye’nin her yerinde emekçiler, ezilenler, köylüler ve kadınlar dağımıza, ormanımıza, meramıza, toprağımıza, suyumuza dokunmayın diye feryat ediyor. Bugün altının onsu 300 dolara mal ediliyor, 800 onsa satılıyor. Yağma talan madenciliği yapılıyor. 2019 yılında 9 ton altın elde edildi. Türkiye’nin katma değer dediği şey ülkenin paramparça edilmesidir. Bir bilim insanı “Biz Türkiye’den Amerika’ya dolar boru hattı döşüyoruz” diyordu. Burada nakit para basıyorlar. Bu işin yerlisi yabancısı yok.

Süreç nasıl mı ilerliyor? Sondajlarla başlıyorlar ilk iş olarak. Ardından ormanları kesiyorlar, daha sonra siyanür kullanıyorlar. Onun için vahşi madencilik diyoruz. Sonrası sülfürik asit ve siyanürle zehirlenen doğa. Kimi uluslararası şirketler, karteller, holdingler, şirketler, işbirlikçilerin iş dediği ülkenin dağlarının, ovalarının, yaylalarının, ormanlarının yok edilmesidir. İstihdam dedikleri de köylerin, suların, bölgenin yok edilmesidir. 

Uşak-Eşme’de, Ordu-Fatsa’da, Artvin-Cerattepe’de, Çanakkale-Kazdağları’nda, İzmir-Bergama’da, Malatya’nın bütün ilçelerinde, Sivas-Divriği-Kangal’da vs. ülkenin her yerinde özel maden alanları ilan edildi. 2021 Aralık’ta Sivas Kangal Bakırtepe’de 3 kez ÇED iptal kararı alındı. Bölge arsenikten zehirlendi. İliç’te hayvancılık kalmadı. Uşak-Eşme’de zeytincilik kalmadı, Fatsa’da fındıkçılık kalmayacak. Zeytinlik alanlar için özel yasa çıkarıldı. Yakında Malatya’da kayısı kalmayacak. Ülkede tamamen ekokırım yaşanıyor.

ABD’ye 11 tane bilim insanı gidiyor. Madenleri açtınız ama çukurları nasıl kapatacaksınız? Şöyle yanıt veriliyor: “Biz Türkiye’de maden çıkarırsak Türkiye’nin önünü açacağız. Ülkenin dış borcunu ödeyeceğiz.” Bu şirketler (yabancı ve yerli) Türkiye’nin her yerine yayıldılar. Türkiye’yi talan ettiler. Maden alan açıldıktan sonra kapatılan hiçbir yer görülmemiştir. Yapılan her değerlendirmede -kimyasal deneylerin olduğu her yerde- suya ihtiyaçları var. Olayın ciddiyeti ilk etapta anlaşılmıyor. Kuşlar ölüyor. Arılar yok oluyor. İnsanlar zehirleniyor, hastalıklar çoğalıyor. Maden şirketleri, devlet, yasalar işbirliği yapmış doğayı talan ediyor, emekçileri, köylüleri, çiftçileri yurdundan ve canından ediyor. Aslında her şey yasalara uygun, ama meşru değil! 

Talanın önünü açan 9 yasa şöyle:

1. 2634 sayılı Turizm Teşvik kanununda değişiklik 1982 yılında 2 2873 sayılı Milli Parklar kanununda değişiklik 1983 yılında

3. 6831 sayılı Orman Kanununda yapılan değişiklik 1981 yılında

4. 4070 sayılı Hazineye Ait Tarım Arazilerinin satışı hakkındaki kanunda yapılan değişiklikler 2003 yılında

5. 2644 sayılı Tapu Kanununda yapılan değişiklikler

6. 2886 sayılı Devlet İhale Kanununda yapılan değişiklikler

7. 4342 sayılı Köy Kanununda yapılan değişiklikler

8. 4916 sayılı yasada Sanayi ile ilgili 

9. 3213 sayılı Madenlerle ilgili yasalarda yapılan değişiklikler  

Bu doğa talanına, doğa kıyımına dur diyebilmek adına çevre mücadelesi veren bütün halkları isyanımıza davet ediyoruz.

Dinleyin Ey! Burası İliç, burası Fırat! Burada umutsuzluk haram! Kulak verin toprağa! Nice saraylar harman yeri, nice sultanlar harman oldu bu topraklarda. Son sözü hep toprak söyler, bu yüksek göklerin altında..

Yerimize Yurdumuza Toprağımıza Suyumuza Sahip Çıkalım!

Son Eklenenler