Salı, Nisan 23, 2024

Sendikalı kadınları ve feminist örgütleri PTT-SEN ile dayanışmaya çağırıyorum!

İşverenlerin, işveren temsilcilerinin, bazen de ne yazık ki erkek işçilerin kadın işçiye, baskı yapma onu yıldırma yöntemlerinden biri de cinsel taciz ve şiddettir. İşyerleri bu açıdan büyük risk alanlarıdır. Sendikalı sendikasız işyeri olması pek fark etmez. Şöyle bir olay hatırlıyorum. Petrol- İş Sendikası’yla resmi olarak ilişkimin kesilmesine çok az bir zaman kala, gece vardiyasında kadın işçi, bir erkek tarafından kendisine yönelik yapılan cinsel sataşmaya cevap verdiği için erkeğin saldırısına uğrar, işveren her ikisini de işyerinin huzuru bozmak, ahlak iyi niyet kurallarına aykırı davranmak nedeniyle yani İş Kanunu 25/2’den iki çalışanı da işten atar. Düşünün kadın hem cinsel tacize hem şiddete uğruyor, bir de suçluyla aynı kategoride değerlendirilip işten atılıyor. İki ay önce sendikada iktidar yandaşı bir başkan seçilmişti- solcu bir adam olsaydı durum değişir miydi ondan da emin değilim- ama kadının işten atılmasına karşı bir şey yapmadığını hatırlıyorum. Oysa zamanında, kadına yönelik suçlarda kadının beyanı esastır, şeklinde bir madde konulmasını sağlamıştık. Ama erkek sendikacılar kendilerinden oy gelmeyecek bir kesim olan kadınlar için parmaklarını bile oynatmazlar.      

Yeni bir cinsel taciz haberi de PTT-Sen’den geldi geçtiğimiz günlerdi. PTT’de taşeron işçileri örgütleyen PTT-Sen’in örgütlenme ve direniş mücadelesi devam ederken, sendika üyesi kadın işçiler ve kadın örgütlenme uzmanları, Binali Yıldırım’ın yakını olduğu için bu kurumda taşeron işverenlik yapan Yavuz Çakır’ın sözlü şiddeti ve cinsel tacizine uğradı. Kadın örgütlenme uzmanını “Senin amına koyacağım” diye tehdit eden Çakır aslında küfür, hakaret, sözlü cinsel tacizden öte arkadaşımızı tecavüzle tehdit ediyor. Bilindiği üzere tecavüz Yavuz Çakır’ın sırtını yasladığı iktidar tarafından çıkarılan yasalarda bile bir suçtur.

Yavuz Çakır cezalandırılsın

Kadın işçiyi “Ağzını burnunu dağıtacağım” diye tehdit eden kadın düşmanı Yavuz Çakır bu ifadelerle kadına yönelik şiddet suçunu işleyeceğini beyan ederek bir suç daha işlemektedir. Her şeye zam üstüne zammın geldiği işçi sınıfının ve kadınların hayat pahalılığı karşısında sendika üyesi olarak çalışma koşullarını düzeltmeye çalıştığı bir ortamda Yavuz efendi suç üstüne suç işliyor ve bunun yanında kalacağını düşünüyor. Kalmayacak, kalmamalı…

PTT-Sen geri adım atmayacaklarının altını çizdikten sonra tüm kadınları dayanışmaya çağırıyor. Bu konuda mücadeleye kararlı olan PTT- Sen’in yanındayız… Çünkü bir sendikanın kadına yönelik tecavüz tehdidi ile mücadele edeceğini duyurması, bunu, “şey demiş, bilmem ne demiş, kadınsal suçlar” gibi dolaylı, kapalı ifadelerle değil, adamın kendi sözlerinden hareketle adlı adınca teşhir ederek, mücadele edeceğini duyurması önemlidir.

Çünkü, Türkiye’de başlangıçtan itibaren bir erkek örgütü olarak kendilerini organize eden sendikalarda kadın üyelere yönelik işlenen suçlarla mücadele geleneği yoktur. Bu konuda bir iki örnek var ama bu örnekler genel olarak erkeklerin iktidar mücadelelerinin bir parçası olarak ele alınır, süreçten kadın değil de mutlaka erkek yöneticiler galip çıkar.  Çünkü erkek egemenliğinin doğrudan kırılmasına yönelik bu tür teşhir ve davalarda sadece memleketteki erkek egemenliği değil, kendi örgütlerindeki erkek egemenliği de sarsılır.

PTT- Sen bu konuda kararlı, yasal süreç açısından ve bu davanın örnek bir dava olması açısından sendika desteği çok önemli. PTT- Sen de çalışan kadınlar da üyesi kadın işçiler de kararlı. Dolayısıyla buradan işyerlerinde, grev ve direnişlerde kadına yönelik şiddet ve cinsel tacize karşı örnek bir mücadele geliştirilebilir. Feministlerle sendikaların ve sendikalı kadınların işbirliği yapması ve Yavuz Çakır’ın cezalandırılması için ortaklaşması zorunlu.

Tüm kadınları, sendika üyesi işçi kadınları, feministleri PTT-Sen’in mücadelesinin yanında olmaya, onu görünür kılmaya çağırıyorum. Biliyoruz ki bizi ancak ve ancak dayanışma ve mücadele ayakta tutabilir.

Son Eklenenler