Malatya Çevre Platformu (MAL-ÇEP) doğanın metalaşmasına karşı uzun zamandır yürüttüğü kararlı mücadeleyi sürdürüyor. Uluslararası şirketlerle iş birliği içerisindeki, talancı, yağmacı hükümete yakın şirketlerin doğayı yok eden madencilik çalışmalarına karşı seslerini bugün (11 Aralık) bir kez daha yükselttiler. Anayasal ve yasalarda açıkça belirtilen ve güvence altına alınan çevre haklarının korunmasını talep ettiler. Doğaya, çevreye, toprağa, suya sahip çıkan ve hakları için harekete geçen Malatyalıların mücadelesinin yanındayız. Açıklama metnini okurlarımız için yayınlıyoruz:
BASINA VE KAMUOYUNA
Güzel İlimizin İlçelerinde ve mahallelerinde ekolojinin talan edilmesine karşı; yaşam alanlarımızı ve yaşam hakkımızı savunuyoruz. Onun için sesimizi duyurmaya çalışıyoruz.
Uluslararası ABD, İngiliz, Fransız, Hollanda ve Almanya gibi Kapitalist Ülkelerin Şirketleri ile işbirliği içinde olan ve kamuoyunda soyguncu, talancı iktidar yandaşı olarak bilinen birkaç şirket uzun yıllardır ekolojimizi talan etmekte ve yaşam alanlarımızı yok etmektedir.
Yakın zamanda yeni maden aramaları, Sondaj kuyuları vurma, Kum ocakları, taş ve Mermer ocakları açma, Hidro Elektrik Santrali (HES) RES’ ler ve Kısacası “JES” olan Jeotermal Enerji Santrallerinin yapılması için ruhsatların verilmesine yönelik birçok çalışma yürütülmektedir.
Bu şirketler Bergama’da, Artvin’de, Erzincan İliç’te, Rize İkizdere’de, Milas Ak Belen’de zenginliklerimizi çıkarıp götürüyorlar, tozunu, pisliğini ve yok edilmiş bir ekolojiyi bize bırakıyorlar.
Ayrıca 16 Aralık 2021 tarihinde Muhtemelen çıkarılmaya çalışılan özel statülü maden yasası ile Malatya’mız başta olmak üzere Sivas, Erzincan, Erzurum, Tunceli, Elazığ ve Kahraman Maraş’ın bazı ilçeleri bu yasanın kapsamındadır.
Bu özel yasa çıksa da çıkmasa da Malatyalıların önünde Bir yığın çalışmakta olan Madenler varken, Çevre Bakanlığına başvurulmuş 840 adet ÇED başvurusu vardır. Bu başvurular Malatya’mızın ekosistemini ve doğasını bozacak.
Kayısımız başta olmak üzere Ceviz, Üzüm, Elma, Armut, Alıç, Dut gibi önemli geçim kaynaklarını, Hayvancılığı, su kaynaklarımızı, Nadir bulunan endemik bitkileri, Nesli tükenmekte olan yaban hayvanlarını Tarihi, Kültürel ve doğa güzelliklerimizi yok edecekler.
“ Kapitalizm, gölgesini satmayacağı ağaca su vermez”
Bizler Malatya Çevre Platformu üyeleri olarak Buradan bizleri yöneten Yetkililere sesleniyoruz
2872 sayılı Çevre Kanununun amacı, bütün Vatandaşların ortak varlığı olan Çevrenin korunması, İyileştirilmesi, Kırsal ve Kentsel alanda arazinin ve doğal kaynakların en uygun şekilde kullanılması ve korunmasını sağlar.
Su, toprak ve Hava kirlenmesinin önlenmesi, Ülkenin Bitki ve Hayvan varlığı ile doğal ve Tarihsel zenginliklerinin korunarak, bugünkü ve gelecek kuşakların sağlık, uygarlık ve yaşam düzeyinin geliştirilmesi ve güvence altına alınması için yapılacak düzenlemeleri ve alınacak önlemleri, ekonomik ve sosyal kalkınma hedefleriyle uyumlu olarak belirli hukuki ve teknik esaslara göre düzenlemektir.
Çevre kanunun 2. Maddesinin a- bendi “ Çevre Koruması” terimi ekolojik dengenin korunması, havada, suda, toprakta kirlilik ve bozulmaların önlenmesi ve çevrenin iyileştirilmesi için yapılan çalışmaların tümünü,
b- Bendi “Ekolojik denge” terimi, İnsan ve diğer canlıların varlık ve gelişmelerini sürdürebilmeleri için gerekli olan şartların bütününü,
c- Bendi “ Çevre kirliliği” terimi İnsanların her türlü faaliyetleri sonucu havada, suda ve toprakta meydana gelen olumsuz gelişmelerle ekolojik dengenin bozulması ve aynı faaliyetler sonucu ortaya çıkan koku,gürültü ve atıkların çevrede meydana getirdiği istenmeyen sonuçları,
d- Bendi “ Kirleten” terimi fiilleri sonucu doğrudan veya dolaylı olarak çevre kirliliğine sebep olan gerçek ve tüzel kişileri tanımlar.
Biz Malatya Çevre Platformu yöneticileri ve üyeleri olarak bizi yönetenlerin anayasada belirtilerek güvence altına alınan haklarımızın korunmasını istiyoruz. Birkaç tane para hırsına kapılmış gözü doymaz şirketlerin kar amacı için doğamız talan edilmesin.
Rant uğruna doğa ve yaşam alanlarımız yok edilmesin. Bizim ve çocuklarımızın geleceği çalınmasın.
Bizler; doğamızı ve Çevremizi vahşi madencilere karşı korumakta karalıyız. Çünkü şuna inanmışız “Doğamız hastalanırsa İnsanlık yok olur” onun için Doğduğumuz ve yaşadığımız topraklarda yıkım projelerine karşıyız.
Saygıdeğer Malatyalılar Bütün bu nedenlerle sizleri, Malatya Çevre Platformu ve tüm İlçe temsilcilikleriyle, başka illerdeki İl Temsilcilikleriyle dayanışmaya davet ediyoruz. Dayanışma umudu büyütür!
“Sensiz bu mücadelede bir eksiğiz”. Hep beraber şöyle haykıracağız,
Vahşi Madenciliğe hayır.
Havama, Suyuma, Doğama Dokunma
MALATYA ÇEVRE PLATFORMU